Tılsım - Muska
İskeleye doğru bakarken doğrulduğum yerden Hayatım üzerine düşünüyorum, Yurttaşlarımı bir daha hiç görebilecek miyim? Kaptan güverteye çağırırken bizi Eşyalarımı alıp liman tarafına yürüyorum, Arkama bakıyorum Son bir defa…
Vatanımızı terkediyoruz, Sorunlarımızı arkada bırakıyoruz. On kat büyük gemiler akıntıyla yol alıyor. Dışarıda olduğumuz için mutluyuz Ve açık denizi bağrımıza basıyoruz. Dertlerimizden kurtulmuşuz Ve dahası sizden de uzağız.
Karşılıksız kalan varislerin gerekçeleri arkamızda. Neyse ondan kaçıyoruz, Olacaklardan değil. Topraktan kaçıyoruz, Ve acı gerçekliğimizle yüzleşiyoruz. Ölüm alçaklara çökmüş sis mi olacak, Denizin üstünde bekleyen?
Kaçıyoruz kem dillerden, düşüncesiz yargılardan, Bencil insanlardan. Bu kıyılarda bir daha asla görünmemek üzere.
Okyanusa açılıp Kara gözlerden kaybolurken. Etrafta ferahlamış yüzler Bahtımızı aramak için yola çıkmışız artık, Hayallerimizdeki topraklara…
---
Dalgalara karşı giderken fırtına tepemizde, Rüzgar yelkenleri kırbaçlıyor ama gergin halatlar tutuyor onları! Uzaklardan kara bir bulut yaklaşıyor, Neyin gelmekte olduğunu kimse hayal edemiyor.
Hayır, kimse geri dönmeyecek, Hayır, ikinci bir şans yok! Kendimizi bordaya kayışlarla bağlarken Tanrıya dua ediyoruz ölmemek için.
Azgın denizlerde yol alırken, Okyanus dalgalarından sırılsıklam kalırken, Hayatlarımız için umudumu koruyorum Ve kurtulmak için dua ediyorum.
Dört gemi kayıp fırtınalı koşullarda. Sular altındaki tayfaların ruhları, Hayaletleri bizim peşimizde!
Canlarımız, yelkenler, bizi ileri götüren onlar Şiddetli dalgaların arasından. Ölüm soğuk, silahımız yok Hiç böyle hırçınlaşmamış denize karşı…
Dört fersah, ve on, ve yine fırtınalara yakalanıyoruz. Fırtınanın gözünden bir türlü çıkamıyoruz!
Kuşlar hırçın fırtınadan uzaklara yükseliyorlar, Ama biz kaçamıyoruz. Terkedip de şimdi can attığımız toprak Çokça fersah uzaklarda…
Canımız pahasına dayanıyoruz Ve bir kez daha dua ediyoruz. Talihsizlik mi yoksa uğursuzluk mu?* Muska avcumun içinde.**
Dermansız kollarımız bacaklarımız soğukta titriyor Deniz serpintisinin tuzundan körleşmişiz. Ne bulursak sıkıca tutunuyoruz, Cennetin yağmuru üzerimize yağıyor.
Yemeksiz yirmi gün, Ve on gün de içilecek susuz. Fırtınadan sağ çıkanlar, Diğer alçaklar yaptılar kıyımı!***
Batıya doğru akıntının yönü. Batıya doğru yol alıyoruz. Batıya doğru akıntının yönü. Muskayla yol alıyorum.
---
Okyanusun öteki tarafına yaklaşıyoruz Bir kez olsun yararımıza olan akıntıyla birlikte. Selamlıyoruz bizi karşılayan yeni vatanımızı. Kalbimizde sevinç, damarlarımızda heyecan Sahil şeridinden geçerken Vaadedilen altın topraklarımızın.
---
Bitkin uzuvlarım yorgun düşmüş, Can kalmamış artık içimde. Ne verecek birşeyim, ne gücüm var. Yaşama hevesini bulmalıyım.
Hiç başarabileceğimizi düşünmemiştim. Sahil manzarası gerçekten mükemmel. Beni öldüren bu illet, Böyle bitmesini hiç istemezdim…
Batıya doğru akıntının yönü. Batıya doğru yol alıyoruz. Batıya doğru akıntının yönü. Muskayla yol alıyorum.
Batıya doğru akıntının yönü. Batıya doğru yol alıyoruz. Batıya doğru akıntının yönü. Muskayla yol alıyorum.
|